Galatasaray'ın efsane ismi Bülent Korkmaz, Merve Toy'un sunduğu Rafine Sohbet programına konuk oldu. Korkmaz; Osimhen transferinden Davinson Sanchez'in performansına, Okan Buruk'un hocalık özelliklerinden Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'ye gelmesine, Galatasaray - Trabzonspor maçından hakem performanslarına, Beşiktaş'ın son durumundan Arda Turan'ın hocalık kariyerine kadar bir çok konuda önemli açıklamalar yaptı.

"TRABZONSPOR'DA ORGANİZE ŞEKİLDE ÜSTÜME GELİNDİ"

🗣️ Abdullah Avcı: Sayın Ertuğrul Doğan "8 maçın dördünü kaybetmişiz, kadro kalitesinin kaybolduğu bir dönemdeyiz. Sana ihtiyacımız var" dediğinde de benim gözüm kapalı... Hem yaşadığım duygular hem Ertuğrul Doğan hem de Trabzonspor olmasından dolayı o şekilde döndüm. Trabzonspor ile zirve ayrılmıştı. Zaten Galatasaray'la Fenerbahçe ligde kopmuştu. Üçüncülük hedefi koyduk ve aynı zamanda da kupa finali hedefi koyduk. 5 oyuncu kaybederek, 3 tanesi Afrika Kupası'na giden oyuncular, 2 sakatla, Ocak ayında 3 maç kaybettim ama yine de bu hedefleri yakaladık. Kulübün kasasını da koruyarak. 5 oyuncuyu yolladık, bir oyuncu transfer ettim. Thomas Meunier'yi... Ama çok olumlu bir yansıması oldu bu oyuncunun da sahanın içinde. Kupa finalinde 95. dakikada kaybettim. Bence finalleri oynamak çok önemlidir. Tabii ki kazanmak istiyorduk. Belki de hayatımda çok üzüldüğüm anlardan bir tanesidir ama ikinci gidişimden itibaren olumsuz bir kampanya, organize bir şekilde yapılan bir durum vardı. Ne yazık ki bu sonuçlar da bunu... Yani kupa finalini kaybetmek bence o senenin başarılı olarak düşünülmesi gerekirken başarısız gibi adlandırıldı. Organize bir şekilde, belki ayaklarına bastıklarımız... Belki kulübün içinde tutmadıklarımız... Artık bütün kulüplerin bence sıkıntısı sosyal medyanın çok etkin olması ve yanlış kararlar vermeye sebep olması. O süreci sene başı başlarken de transferlerin tamamının olmaması... Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'la ekonomik olarak yarışamayız ama karakterimizle yarışacağız. "15 takımı yenecek bir takım oluşturacağım" derken 6 Avrupa Kupası maçı oynadık. İkisini kazandık, tur atladık, 2 tanesinde mağlup olduk, elendik, üçüncüsünde de penaltılarla kaybettik. Ligde de bir maça çıktık. Bugün çok ciddi paralar harcayan Galatasaray ve Fenerbahçe de Şampiyonlar Ligi'nde yoktu. Avrupa Ligi'nde de Galatasaray bir yerde duruyor. Fenerbahçe'de de puan itibarıyla inişler çıkışlar olabiliyor. Olabilir. Ama "organize kötülük" diye bir ifade kullanmıştım. Çok da onu kullanmak istemiyorum. Aslında organize bir şekilde üstüme gelindi. Ben de bu mesleki itibarsızlığı almamak için başkanla da ömür boyu dost kalacağım. Trabzonspor benim için ayrı bir hikaye. O süreçlerden olumsuz bir görüntü… Bu, aynı zamanda şehre, aynı zamanda takıma, belki benim mesleki itibarıma yansıdığı için burada geri adım atmak, çekilmek… Belki Trabzonspor'un önünü açmak daha mantıklı olacaktı. Ben de bu süreci o şekilde değerlendirdim.

"KIRILDIĞIM BİR SÜRÜ HİKAYE VAR"

🗣️ Abdullah Avcı: Burada organize bir iş vardı. Bu çok net bir şey. Yani sosyal medyada, hani buna “trol” diyorlar galiba, “bot” diyorlar… Bot hesaplar falan… Böyle şeyler, bu net bir şekilde biliniyor. Yani bunu herkes de biliyor. Zaten beni o sosyal medya konusu sadece Trabzonspor'da değil, başka süreçlerde de çok olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Bu süreç yapıldığında fazla kredisi mi olur? Zaman, bunu zaten eğer samimi ve dürüstseniz haklı çıkarıyor. 

Şimdi sezona başlarken gerçekleri söyleyelim. Galatasaray Osimhen ile oynayacak, Icardi ile oynayacak, Batshuayi ile oynayacak, 3 santraforu. Fenerbahçe, En-Nesyri ile oynayacak, alacak transfer edecek. Edin Džeko ile oynayacak. Cenk Tosun’la oynayacak. Ben santraforsuz oynayacağım veya potansiyel Enis Destan’la oynayacağım. Efe Poyraz’ı, u19 oyuncusunu oyuna sokacağım maçı kazanmak için… Bunlara bakılmıyor mesela. Ama bir gün bu konuyla ilgili "transferler geç kaldı" demedim ya da ekonomik olarak kulübün bütçesini koruyarak hareket ettik. Aynı bütçeyle yarışamazsınız. Ama tek bir maça çıktım. Doğru, benim aslında çok üzüldüğüm, kırıldığım bir sürü hikaye var. Ama Trabzonspor'da yaşadığım hikayelerim, anılarım çok fazla olduğu için artıları daha fazla. Bardağın dolu tarafı daha fazla olduğu için… Samimiyseniz, zaman sizi haklı çıkarır.

"OSIMHEN'İN BANA ZARARI OLDU"

🎙️ Merve Toy: Osimhen ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

🗣️ Abdullah Avcı: Valla zararı oldu bana. Şöyle oldu, geçen sene Afrika Kupası’nda Nijerya takımının oyuncusuydu, biliyorsunuz. Nereden konuyu bağlayacağımı söyleyeyim. Bir problem yaşadı, Afrika Kupası’nda olmadı. İtalya’ya döndü. Bu sefer Onuachu'yu kadroya çağırdılar Afrika Kupası için. Benim de zaten kadro sıkıntım vardı. O bir ay oynayamayınca, bana sıkıntısı olmuştu. Onun için esprisi bu. Yani ne söyleyeyim, hiç aklımın ucundan geçmiyordu Türkiye’ye geleceği şu süreçte. Oyun içinde görüyorsunuz, yani büyük fark yaratıyor. Hem bir takım oyuncusu, aynı zamanda atletizmi var. Hem takım oyuncusu olarak savunma yapıyor, baskı yapıyor, duran topta etkili. Arkadaşlarını harekete geçiriyor falan. Bence biraz aradaki farkı açmasının sebebi oldu diye düşünüyorum.

BEŞİKTAŞ'TAN AYRILIŞ SÜRECİ

🗣️ Abdullah Avcı: Ahmet Nur Çebi geldi. “Kongre var” dediler. Ben dedim ki, “Şirket takımından geliyorum, kongre ne demek?”

🎙️ Merve Toy: Ben unutmuşum kongreleri.

🗣️ Abdullah Avcı: Sonrasında Ahmet Nur Çebi ilk basın toplantısında, “Apo iyi çocuktur, ocakta bakarız” dedi. Takım kötü gidiyordu. Bu çok sağlıklı bir açıklama değildi ya... Ondan sonra sonuçlar, inişler çıkışlar... Mesleki itibarsızlaştırma, tribünün önüne yollama, sosyal medyaya servis etme... Bir teknik direktörü –bu Abdullah Avcı olur, bir başkası olur– oyuncu üzerinden sorgularsan, oyuncuya sorarsan, sen oyuncuya dayalı bir düzen kurarsın. Antrenörlük mesleği itibarı açısından yine çok etik davranarak… Genel Sekreter Ahmet Ürkmezgil gibi benim aile dostum, abim... “Git konuş, ben parayla anılmak istemiyorum, anlaşsınlar. Hani gerek yok bunlara” diye söyleyen birisiyim. Ki 5 seneyi yırtıp gelmişim. 3 senelik mukavele yapmışım. Sonra bir sürü kişi devreye girdi. “Tamam, anlaştık” dedik. “Tamam böyle olsun” dedik. Ertesi günü değişiyor, bir daha değişiyor ve divanlarda, yönetim kurulu toplantılarında, medyada Abdullah Avcı’yı sürekli konuşursan… Basın toplantılarında... Bu bir mesleki duruştur. Bugün giden Beşiktaş’ın teknik direktörü olan Giovanni parasını aldı mı? Alacak. Benden sonra gidenler aldı mı? Aldı. Konuşuldu mu? Konuşulmadı. O da bir mesleki duruştur. Antrenör Derneği’nde de sitemimi söyledim. Yine etik davrandım. Trabzonspor’la anlaştım. UEFA kurallarına göre mukavele yapıyorum. Beşiktaş’tan alacağımın yarısını Trabzonspor’dan aldım. Yarısını buradan düştüm. Yayıncı kuruluştan çalışarak kazandığım parayı da düştüm. Erzincan’daki depremzedelere Beşiktaş Store’dan aldığım paraları da düştüm. Ama ben tribün önüne atılan bir çocuk oldum.

"TRABZONSPOR'DA HER DÖNEMİM BAŞARILI"

🗣️ Abdullah Avcı: Trabzonspor’un kadrosu açıklandığı zaman, 12-13 oyuncu milli takımlara gidiyor. A Milli Takım'a ve Ümit Milli Takım'a gidiyor. Trabzonspor’un kadrosu Kayseri’den mi kötü? Hatay’dan mı kötü? Eyüp’ten mi kötü? Bir sürü takım sayarız. Bu bir organizasyon oyunudur. Onun için bu çok kolay bir şey. “Bu transferler olmadı, bu transfer kötü” diye bir şey yoktur. Bugün bir şehre gidiyorsun, adapte olamıyorsun. Bir yerden bir yere geliyorsun. Savic mi kötü transfer? Atletico Madrid'den gelmiş. Kalecin A Milli Takım kalecisi. Sol bekin A Milli Takım sol beki. Stoperin Atletico'nun oyuncusu. Orta sahanın iki oyuncusu A Milli Takım oyuncusu. Cihan, Ümit ve A Milli Takım oyuncusu. Anthony Nwakaeme, şampiyon takımın oyuncusu. Draguş için “İyi ki almışsın hoca” dedikleri… Avrupa Şampiyonası’nda oynarken, şimdi mi kötü oyuncu? Bu bir organizasyon oyunudur. Enis Destan’la oynadım ki o benim dönemimde gelmiş bir oyuncudur. Bugün Banza, Trabzon’da kaç gol attı? 10 gol. Banza bende oynamadı. Ben ayrıldıktan 2 gün sonra geldi. Muhammed Cham’ı da ben aldım. Ama bende yoktu, benden sonra geldi çünkü sezon başında transfer olmamıştı. Trabzonspor’un kadrosu iyi bir kadrodur. Organizasyona ve zamana ihtiyacı vardır, bunun karşılığını alacaktır. Veya şuna dönelim. Ben Trabzonspor’a geldiğimde takım 17. sıradaydı. Şampiyonluktan evvelki sezon. Dördüncü bitirdi, Avrupa kupalarına katıldı, Roma ile eşleşti. O dönem Mourinho Roma’yı çalıştırıyordu. Biz şampiyon olduk, Roma da Konferans Ligi’ni kazandı. O takımın, yani 17. sırada olan takımın yarısıyla şampiyonluk yaşadık. İki stoper, Anthony Nwakaeme, Djaniny, Bakasetas gibi oyuncularla şampiyon olduk. Dediler ki "Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş yarışta yok". Doğru mu? 11 puan farkla şampiyon olduk, kimseyi yaklaştırmadık. Bir tane derbi kaybetmedik. Peki, benden önce Trabzonspor şampiyonluğu kime kaybetti. Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a mı? Hayır. Başakşehir’e kaybetti. Trabzonspor’daki her dönemim iyiydi. Şampiyonluktan sonraki sezonun bir kısmını sorguluyorum. Geldiğim sezonda da üçüncülük hedefi vardı, onu yakaladım. Kadıköy’de 27 yıl sonra Fenerbahçe’yi yendik ama organize.

TEKRAR BEŞİKTAŞ'TA ÇALIŞIR MI?

🗣️ Abdullah Avcı: Benim hiçbir kırgınlığım yok. Ben bir spor adamıyım. Şu an dinlenme dönemindeyim. Beşiktaş’ın zaten kongresi var ve orada son şampiyonluğu yaşamış Sergen Hoca var. Çok saygı duyduğum bir isim. Büyük ihtimalle, bilmiyorum onla nasıl bir karar verirler. Hayırlısı olsun Beşiktaş için. Benim şu an bir düşüncem yok. Biraz futboldan uzaklaşıp kendimi dinlemeye çalışıyorum. Kongreleri var, üzerinden yorum yapmak çok doğru olmaz.

🎙️ Merve Toy: Ama “Benim yollarım bir daha Beşiktaş’la buluşmaz” gibi bir şey demiyorsunuz?

🗣️ Abdullah Avcı: Hayır, ben bir spor adamıyım. Herkes, herkesle buluşabilir.

KEREM AKTÜRKOĞLU'NA YANIT

🗣️ Abdullah Avcı: Ekibimden Mustafa Sarıgül, “Hocam, bir kenar oyuncusu var, çok iyi potansiyelli” dedi. “Kim?” dedim. “Kerem Aktürkoğlu” dedi. Hemen antrenmana gönderdim ve gerçekten potansiyelini gördüm. Nerelisin diye sordum "Rize'liyim" dedi.
"A öyle mi?" dedim. Ondan sonra, benim de aslında köküm Rize’ye dayanır; İstanbul’da doğdum, büyüdüm ama Rize'liyim. O zaman yanlış hatırlamıyorsam İzmit tarafında bir yerde oturuyorlardı. Babasını da çağırdım. Profesyonel yaptım. Lig kaydını ben yaptırdım. Kulübün karşısındaki devlet okulu var, Başakşehir’de. Oraya gittim, kaydını yaptırdım, müdürle konuştum. Eğitimini burada alacak, öğleden sonra buradan yürüyerek kulübe, tesise gelecek. Beslenmesini de tesiste yapacak. Babasına, “Bak, buna karışma. Biz yatırım yapacağız, önemli bir potansiyeli var” dedim. Babası da, “Allah razı olsun senden” dedi. “Bak, sen de Karadenizlisin, ben de Karadenizliyim. Karışma” dedim. Biliyorum, çünkü içine girerler. "Hafta sonları maçlardan sonra, eve göndereceğim" dedim. Profesyonel ilk bendendir. A takımla antrenmanlara başladı. Kadroyu sayıyorum sana; onun oynadığı yerde… Robinho, Elia, Hollanda Milli Takımı, Dünya Kupası falan oynamış. Arda Turan, Barcelona’dan gelmiş, o da oynamıyor. Arda’nın sakatlıkları vardı, oynamıyor. Şimdi burada, 16 yaşında pozisyon alma şansın yok. Yani çok kolay değil. Bir de yarışıyorsun, şampiyonluk yarışı içindesin. Sonra kulüple arasında bir takım problemler oldu. Babasının galiba bir takım sorunları oldu Başakşehir Futbol Kulübü’yle. Sonrasında da ben Beşiktaş Teknik Direktörüyken Erzincan’da bir kupa maçında karşılaştık. Vodafone’a geldiler. Ya, dedim ki, “Bu ne olmuş? Uçuyor” dedim. “Bunu Beşiktaş’a alalım” dedim. Yani benim düşüncemi söylüyorum. Ama sonrasında böyle bir şey olmadı. Ama biz onu güzel hikayelerle hatırlıyoruz. Başarılarıyla mutlu oluyoruz. Ve şu anda Benfica’da da iyi şeyler yapıyor. Umarım gelişerek daha iyi şeyler yaparak devam eder. Bende kısa hikayesi buydu.
Mustafa Sarıgül’ün söylediği gibi, ben de onu alıp profesyonel yaptım. A takıma aldım. Okula gidip kaydını yaptırdım, panel düzenledim. Bir de okulda destek olsunlar diye elimden geleni yaptım. Süreçtir bunlar. Olur, çocukların böyle şeyleri olur. Ben onu güzel hikayelerle hatırlıyorum.

TAMAMINI İZLE:

Kaynak: Rafine TV